30 Eylül 2011 Cuma

ŞALVAR MODASI

Şalvar son zamanlarda çok moda biliyorsunuz,hemen her yerde,herkesin üstünde var.Bende heves ettim,şalvar edindim bir tane,yalnız şu ağı yere kadar olanlardan değilde,yarı şalvar diyelim biz ona,daha modern duracağını düşünerek onu tercih ettim,yarı şalvar aldım. Yeni bişey alınca onu kombinleme hevesi olur ya insanda bizde kardeşim ve kuzeniminde katılımıyla bir kombin yaptık,akşam bizimkilere göstereceğiz.Ben giyindim süslendim,trende uygun giyindim ya son derece kendimden emin çıktım karşılarına.. aramızda geçen konuşmayı aynen aktarıyorum..                                                                                  ben: nasıl olmuşuuum :) ?                                                                      cevap: o ne ya keloğlan'ın pantolonu gibi(arkada erkek kardeşimin gülme efekti var)                                                                                      ben: (çok bozuldum ama belli etmedim) hıh! siz ne anlarsınız ki modadan. keloğlanmış cık cık cık....

29 Eylül 2011 Perşembe

YENİKÖY(BOĞAZ) VE ÜMİT ABLA FACİASI



Çocukların küçük olması sebebi ile bir kaç senedir İstanbul'a yakın yerlerde tatil yapmaya çalışıyoruz. Bu senede nereye gidelim,nereye gidelim derken kendimizi Yeniköy(boğaz)'de bulduk.Ve eşimin spontane yaşam sevdası yüzünden hiç kalacak yer falan ayarlamadan rastgele gittik.Bize anlatılanlara göre kuş uçmaz, kervan geçmez,mahrumiyet bölgesi bir yerle karşılaşacaktık.Ama hiçte öyle olmadı efendim.Gayet güzel,sade,sakin bir sahil köyü.. ohh!dedim ne güzel yere geldik,doğal bir yaşam bizi bekliyor. gerçektende öyle,her sabah 8'de organik pazar kuruluyor,organik dediysem buradaki gibi 10 katı fiyatla satılmıyor,teyzecikler bahçelerinde yetiştirdiği şeyleri getirip satıyor,süt isterseniz yine komşunuzdan sabah taze sağılmış süt alabilirsiniz,çarşıya çok yakın birde piknik alanı varki muhteşem,köy halkı yürüyerek gidiyor pikniğe,her gün gittik yine doyamadık,ıhlamur ağaçlarının altında piknik yapıyorsun birde dere akıyor ortasından,havası suyu çok güzel,denizi derseniz oda fena değil işte nede olsa marmara denizi,ama denizin dalgalı olmadığı zamanlarda tertemizdi hakkını yemeyeyim.       
Facia bunu neresinde dediğinizi duyar gibiyim,gelin ilk güne dönelim efendim,biz sokak sokak gezip,kalacak yer arıyoruz,bir kaç kişiyle karşılaştık,bize Ümit ablanın evi olduğunu söyledi,araya araya Ümit ablayı da bulduk,kadın gayet güler yüzlü bizi evine götürdü,baktık ev büyük,bizde kalabalığız, ee temizde görünüyor,bide uygun bir fiyat söyleyince biz balıklama atladık.Ama bilmiyoruz ki zaten orada ev fiyatları öyleymiş. Neyse eve yerleştik ve 'ucuz etin suyu kara olur' atasözünü bizzat yaşamaya  başladık. Ev bunlara babalarından kalmış,ama o günden bu güne insan hiç mi bakım yapmaz.Kapıların kolu falan kalmamış artık, bir tane lastik takmışlar bide çivi çakmışlar,lastiği çiviye takıyorsun öyle kapanıyor anca,hayal gücü sınır tanımıyor gerçekten bunu anladım. Sonra daha ilk akşamdan  erkek kardeşim yatağa bir oturdu yatak kırıldı,ertesi akşam öbür yatağa oturdu o yatak kırıldı,artık çocuk korkar oldu bir yere oturmaya.bide eve girdiğimiz akşam yatak dağılımı yapıyordum ben kendimce,bir tane ranza var,erkek kardeşime dedimki üstte sen yatarsın,alt kattada enişten yatar,iyi ki de beni dinlememişler,eğer onuda kırsaydı,şu an dul bir kadının yazılarını okuyor olabilirdiniz :) neyse efendim ertesi gün wc tıkandı kimse wc'ye gidemiyor,artık caminin tuvaletini kullanırız falan diye kendimizce çareler üretmeye başladık, komşularda sıcak suyumuzun akmadığını öğrenince gelin bizde yapın banyoyu dediler ,acınacak haldeyiz o derece yani,tam doğal bir yaşam tarzı oldu. biz mümkün mertebe evde pek durmamaya çalışıyoruz,yaşamsal ihtiyaçlarımızı dışarıda karşılıyoruz,ilk defa tatilin çabuk bitmesi için dua ettim,gideceğimiz sabah ilk kalkan ben oldum,bütün bavulları falan akşamdan topladım,hiç arkama bakmadan kaçıcam artık.. neyse efendim evi toparladık anahtarı teslim edicez ümit ablaya (adınıda unutmamışım bak kadının,içime işlemiş resmen),kadın ısrarla telefon numarasını vermeye çalışıyor,bak buraya bir gelen bir daha geliyor,seneye de gelin,arkadaşlarınıza da söyleyin,benim ev hep müsait :) Allah'ım güler misin,ağlar mısın? içimden aman diyorum ben yandım başkaları yanmasın.. neyse çok uzattım galiba sadede geleyim,yeniköye gidin,görün ama biri size ümit abla derse durmayın uzaklaşın :) sevgiler..

28 Eylül 2011 Çarşamba

SANATSEVER ANNE




Sosyal ağlarda yapılan paylaşımlardan birinde görmüştüm,Finlandiya'lı bir anne 2 aylık bebeğinin uykuda fotoğraflarını çekip her gün bloğunda yayınlıyormuş,fotoğrafları görünce bayıldım.Elin Finlandiya'lısı yaparda ben yapamam mı dedim,sıvadım kolları :) 
 tamam biliyorum benimkiler onunki kadar güzel olmadı,ama çocuğu orada tutmakta kolay değil yani, ilk fotoğrafları 2-3 aylıkken çekmiştim ama en sondakini geçen gün çektim,yani 8 aylıkken.Ama bir görmeliydiniz halimizi,hemen yüzüstü dönüp ya kitapları yakalamaya çalışıyor,ya gözlüğü çıkarıp yemeye başlıyor,ayaklar zaten kıpır kıpır örtü durmuyor üzerinde. Tam kitap kurdu tam..benden bugünlük bu kadar,bahsettiğim zat-ı muhteremin fotoğraflarına bakmak isterseniz bu sosyal ağ bağlantısı https://www.facebook.com/MilasDaydreams?sk=photos bu da bloğu http://milasdaydreams.blogspot.com/  Sevgiler...

27 Eylül 2011 Salı

İLK ŞEKER HAMURU DENEMESİ

El emeği ile yapılan şeyler her zaman daha değerli olmuştur benim için,bu yüzden özel günlerimizde de herşeyi olmasada bir kısım şeyleri kendim hazırlamayı tercih etmişimdir. mesela kızlarımın doğumunda mevlüt şekerini sonra onların ilk kıyafetlerini falan kendim hazırlamışımdır.Yukarıda gördüğünüz minik kovaları 2. prensesimin mevlütünde gelen misafirlerimize dağıtmak için hazırladık.
 içlerine lavanta kesesi koyduğumuz kovaların üzerinede kurdeleden yaptığımız fiyonkları ve uğur böceklerini yapıştırdık.Bence çok sevimli oldular,sizce?
bu gördüğünüz  kurabiyeleride yine kız kardeşimle beraber mevlütte dağıtmak için hazırladık,minik kurabiyeler yapıp onları kurdeleleyle bağladığımız paketlere koyduk,çok şirin oldu. Kurabiyeleri koyduğumuz sepetide canım arkadaşım Meryem kendisi süsleyip içinede de bir sürü ciciler koyup hastane odama getirmişti,çok güzel bir sürprizdi benim için. İnsan yeni doğum yaptığında bu tür sürprizler nasıl iyi geliyor anlatamam.



bu da arkadaşımın getirdiği sepet, içine elbise,çorap,ayakkabı,oyuncak,fotoğraf albümü ve kendi hazırladığı kurabiyelerden koymuş.Ellerine sağlık canım benim.Ee konu hastane odasındaki sürprizlerden açılmışken eşiminde hakkını yiyemem, onunda sürpriz bir şekilde hastane odasını süsletmesi ve aldığı orkidelerde çok güzeldi.Sanada tekrar teşekkür ederim canım.
bunlarda hastane odasından bir kaç fotoğraftı, bol fotoğraflı bir post oldu,bir dahaki postta görüşmek dileğiyle esen kalın :)

26 Eylül 2011 Pazartesi

MERHABA

efeniim herkese merhaba, madem pasta güverciniyiz ilk paylaşımımız da pasta olsun dimi? tatlı başlayalım tatlı devam etsin inş. bu benim eserim olan sevimli cupcakelerle sizi başbaşa bırakıyorum. gelecek postlarda görüşmek dileğiyle esen kalın..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...